Dünyada 5 Ekim’de kutlanan ‘Öğretmenler Günü’ Türkiye’de Atatürk’ün başöğretmen olduğu 24 Kasım’da kutlanıyor. Özel günlere ve meslek bayramlarına ‘Yalnız bir gün hatırlanmakla mesleğin sorunları çözülmez’ diyerek karşı çıkanlar var. Ben onlardan değilim. Her gün her mesleğin sorunlarıyla, ama özel günde de yalnız o mesleğin sorunlarıyla ilgilenilmeli. Her geçen gün ağırlaşan eğitim ve öğretmen sorunları karşısında ‘Öğretmenler Günü’ kutlanılacak olmaktan çıkarak buruk acıya dönüştü. Öğretmenin kutlanılacak durumu kalmadı.
Sokak okula hakim
Öğretmenlerin ekonomik ve demokratik hakları her geçen gün daha kötüye giderken, adaletsiz ve hukuksuz idareci atamalarıyla da eğitim barışı bozuldu. Meslek yapılamaz hale getirildi. Öğrenci ve veli müşteri olarak görüldü. Velinin haklılığına veya haksızlığına bakılmaksızın ’Müşteri her zaman haklıdır’ ilkesiyle öğretmenler görev yapamaz hale getirildi. İdealizm yok edildi; günü, ayı, yılı doldurup emekli olmanın yolunu gözleyen öğretmenler, eğitimde söz sahibi oldu. Öğrenci servislerindeki ehliyetsiz sürücülerden ehliyetsiz müdürlerin daha tehlikeli olduğu bugün fark edilmiyor. İçten yanan, dumansız fitille ateşlenen bombalar da patladıktan sonra fark edilir. ‘Dün bir okul bin hapishane kapatırken’, yarın her okulun yanına bir karakol gerekecek. Dün okullar sokağa hakimken, yarın sokak okula hakim olacak. Okulda öğrenilen sokakta değil; sokakta öğrenilen okulda yapılacak. Sözün kısası; eğitimde seviyeyi yükseltecek çıta, eğitime atılan kazık oldu.
Atamalar hukuksuz
Görevden alınan bir okul müdürüyle ilgili olarak Aydın’da idari mahkeme,
‘İdarecilik görevi nedeniyle kazanılmış hakların yönetmelikle düzenlenen ölçme ve değerlendirmelerin hukuken itibar edilebilir bilgi ve belgelerle ortaya konulamaması karşısında, düzenlenen değerlendirme puanının hukuki dayanaktan yoksun olduğu sonucuna varılmıştır’ diyerek müdürün görevine iade edilmesine karar verdi.
Ankara Bölge İdare Mahkemesi 1. Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Türkiye genelinde sözlü mülakatla atadığı bin 709 şube müdürünün tamamının atamasının yürütmesini durdurmuş, başarı sıralamasının sözlü sınav sonuçlarına göre oluşturulmasının, Anayasanın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmayacak şekilde etkin yargısal denetimin yapılmasının engellediği’ gerekçesiyle iptal etmişti.
İdare Mahkemeleri ve Danıştay Kararları, Yargıtay Kararları gibi; örnek teşkil ederek umuma şamil olması gerekirken, kişiye özel alınarak, mağdurlar tek tek dava açarak hak arama zorunda bırakılıyor. Aynı uygulamayla ilgili farklı karar alınması da mahkemelere güveni sarsıyor. Milletlerin hür ve müreffeh yaşayabilmesinin iki temel şartı; eğitim ve yargı her geçen gün uluslar arası kriterlerden uzaklaşmış ve bozulmuştur. Eğitim ve yargı trenin rayları gibidir. Tren nasıl olursa olsun, raysız gidemeyeceği gibi, millet de eğitim ve yargısız hayatını devam ettiremez.